27 Şubat 2013 Çarşamba

Kısa kısa notlarla Dubrovnik gezisi

Belli başlı destinasyonlar vardır sürekli gazetelerde internette tur şirketlerinin ilanlarında görürsünüz

" Vize YOK" diye bağırır ilan.. Fazlasıyla cezbeder sizi çünkü "Vize" yoktur. Konsoloslukla uğraşma derdi yoktur.. Evrak toplama sıkıntısı yoktur hatta gittiğiniz ülkenin gümrüğünde polisle gereksiz sorgu suale gerek yoktur..

Ve öyle bir yerdi işte Hırvatistan..

Lakin bu yıl nisan ayında Türk Vatandaşlarına vize uygulamaya başlayacaklarmış.

Kendileri bilir !!

Severim gezmeyi, yeni ülkeler görmeyi.. Daha liseyi bitirmişken başlamıştım yurtdışında yaşamaya... 4 yılımı memleketimden uzakta geçirmiştim... Tabi sonra üniversiteyi bitirir bitirmez dönmüştüm ülkeme.. Sonrası ise üstüme yapışan alışkanlık. Sürekli farklı yerlere gitme isteğim ve ben ve iş ve hayat...

Spontane yaşamayı severim..Plan yapamam çoğu zaman..Yapılcak mı? Hadi şimdi yapılsın ! Gidilcek mi? Hadi şimdi gidilsin! tarzı bir ruh var..Belki panik veya aceleci tavrımdandır bilinmez :)

Malumunuz düğün hazırlıkları, yeni evlilik sendromu derken işte o ruh 2012 yılının nisan ayında tekrar kendini gösterip Ekovip sitesinden bakılan " Dubrobnik-Mostar-Split " turun satın alınmasıyla beni kendime getirdi :)

Ohhh beee nihayet !!

Tur satın aldı. Zamanın gelmesi sabırsızlıkla beklendi,klasik valiz hazırlama telaşı yaşandı ve sonunda yola konuldu...

Pegasus havayolları ile uçuşumuz gerçekleşti. Genel olarak rahat ve sorunsuz bir uçak yolculuğu geçirdik.

Dip not : Pegasus'ta Yemek ve su ekstra satılmakta. 50 Kuruşluk su için 2 TL verebiliyorsunuz.!..

Dubrovnik havaalanına inerken rahatça gümrükten geçeceğinizi bilmek bile sizi rahatlatıyor.

Geleneksel kıyafetleri,ikramları ve güzel bir müzik karşılamasından sonra otele doğru yol almaya başlıyorsunuz

Konaklama 3 yıldızlı Adria Hotel'deydi. Kahvaltı,otel lobisi ve manzarası, yatakların rahatlığı ve temizliği gayet memnun ediciydi.

Gel gelelim bu yazının gayesine.

Belki gitmeye karar verirseniz eğer benden size tarihi bilgilerden uzak, ufak ufak notlarla ve resimlerle dolu bir yazı gelsin istedim

.......

* Dubrovnik'te surlar içinde Stari Grade  ( Eski şehir)'de Stradun caddesinde boylu boyunca yürüyün ve ara sokaklara dalın.







* Eğer havaların aşırı sıcak olmadığı bir günde gidiyorsanız surların üzerinde yürüyüşünüzü yapın ve sırtınızı masmavi denize dönün ve kameraya gülümseyin




* Old Town'da Franciscan Manastırını ziyaret edin, Avrupa'nın en eski eczanesine uğrayın ve manastırın avlusunda dinlenin ve bizim gibi sizde bir sürü resim çekin







* Old Town'da eski limanda yaklaşık bir saat süren bot turuna katılıp Dubrovnik ve Lokrum Adası kıyılarını gezebilirsiniz. Lokrum adasında denize girebilirsiniz.Şayet biz girmedik ama girenleri gördük.Hatta sanırım bazıları doğal bir halde girmeyi uygun görmüşlerdi :)



* Gundulicevo Meydanında kurulan küçük bir pazar var. Sebze meyve dışında çok güzel hediyelik eşyalar satılmakta. Ben evim için çok şirin bir lavanta kesesi aldım. Zaten pazarda bolca lavata kokuları ile dolu değişik keseler görebilirsiniz.Döndüğümde eşe dosta vermek içinde şekerli kavrulmuş badem ve meyve kuruları aldım. Nefisti !!





* İşte işin en lezzetli kısmı. Bol bol Pizza ve Makarna yiyin ve Ev yapımı kırmızı şarap için.. İtalya'da bile bu kadar lezzetli pizza ve makarna yemediğimizi söylemek istiyorum!

Hatta naçizane önerime kulak verin ve bu iki yerde mutlaka yemek yiyin.

Mea Culpa ve Spaghetteria Toni.

*  Özellikle Spaghetteria Toni 'de keyifli bir akşam yemeğini canlı klasik müzik yapan bir grup eşliğinde yiyip Dubrovnik'te olmanın keyfini yaşayabilirsiniz. Belki sizde Aşçı Toni ile tanışıp resim çektirebilirsiniz :) Hatta biraz daha abartıp grubun flüt solisti ile tanışıp albümünü alabilirsiniz :)




* Bir İtalyan dondurması kadar olmasada dondurmanın tadına bakabilirsiniz

* Old Town'un ara sokaklarında yürüyüş yapıp küçük butiklerde hediyelik eşya alabilirsiniz. Pazarlık yapmıyorlar hatta pazarlık yapmaya kalkıştığınızde size hemen Türk müsünüz diyorlar :) Siz yinede şansınızı deneyin.






* Dubrovnik gezimiz sırasında birde baktık şarkılar eşliğinde merdivenleri nedimeleri ile adım adım tırmanan bir gelin...Bizde çevredeki diğer turistlerle birlikte bu zarif gelini alkışlarla " Evet" demeye uğurladık :) Belki sizlerde beyazlar içinde bir gelin görüp o mutlu güne şahit olabilirsiniz



5 yorum:

  1. Merhaba,

    Biz de 2011 Haziran ayında balayına gitmiştik. Yurtdışında 2 yıl yaşayıp 16 farklı ülke gördükten sonra insanın durası gelmiyor. Halbuki 2 yıl yurtdışında yaşayınca bir daha İstanbul'dan çıkmam diye düşünmüştüm. Dubovnik'te 8 gün kaldık, pazarına rastlamadık. Resimler çok hoş. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizde bendensiniz demekki :) Sürekli gidecek yeni yerler keşfi halindeyim ve hatta 2013 tatil planları şimdiden yapıldı bile biletler cepte :)

      Balayı içinde çok güzel bir mekan Dubrovnik gerçekten ben fazlasıyla huzurlu bir tatil geçirdim ve eminim sizin içinde öyle olmuştur.

      Sil
    2. Oldukça huzurluydu, vize uygulamaya başlamadan herkesin gitmesini tavsiye ederim gerçekten. Yaz tatili için de ideal, deniz,kum, güneş.

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. öyle böyle değil hemde nasıl iyi geldi :)

      Sil